17 Haziran 2012 Pazar

ŞARKINI DENİZLERE SÖYLE

Tan demişler adına. Utan'ın 'tan'ı mı; yoksa kırmızı elmanın Tan'ı mı kendi de bilmez. Bir masal yaratmış bu defa Sevim Ak köyünden kaçıp İstanbul'a sığınan bir çocuğun gölgesinde. Sıcacık...

Bu kitabı diğer kitaplarından çok farklı olmuş Sevim Ak'ın. Tan incelikle çizilmiş bir karakter. Dünyayı farklı gören, masalsı, hayalci bir kahraman. Bir o kadar da duyarlı, duygusal. Kitabı Tan'ın penceresinden okuyoruz. İstanbul'a gitmiş, sayısız maceralar yaşamış, sonunda bir tiyatroya kapağı atmış Tan''ın penceresinden. Tan ve Eren'in konuşmalarından oluşuyor aslında kitap. Her konuşmanın ardından olayların ayrıntılarının aktarıldığı Tan'ın bölümü geliyor.Tan'ın hayatında çok önemli bir kişi var : dedesi. Eşinin ölümünden sonra eşinin adı olan menekşeler yetiştiren, bütün gün çer çöp toplayıp odasına yığan, her zaman cebinde kadınlar için küçük hediyeler taşıyan dede. Masalsı olduğu kadar da gerçek olan bir dede. Dedesi ve Tan'ın ilişkisi ise çok özel çok farklı bir ilişki. Tan dedesinin masallarıyla büyümüş ve dünyayı o masalların süzgecinden görüyor.
 Dedesi ise Tan'ın ardına düşmüş İstanbul'a Tan'ı bulmaya gelmiş. Çünkü torun kokusu duymayan bilmezmiş.

Şarkını Denizlere Söyle çok önemli bir konuyu seçmiş önce parçalanan aile ve ardından çocuk istismarı. Üstü örtülen bilinmeyen konulardan biri çocuk istismarı. Bir çocuk için yıkıcı yok edici. Tan'a sahip çıkan Sezer Tan'ı istismar etti mi, etmedi mi kitabın sonuna kadar öğrenemiyoruz bunu. Eren ve diğerleri Tan'a ne zaman sorsa Tan'ın suskunluğuyla karşı karşıya geliyorlar. Tan'ın suskunluğunda bir sürü bilinmez yavaş yavaş çözülmeyi bekliyor.

Ailenin dağılması bir çocuğu nerelere sürükler, ne zorluklarla karşı karşıya bırakır usta bir kalemin incelikli anlatımıyla öğreniyoruz. İyi kurgulanmış karakterlerde ülkemizin baba, ana karakterini görüyor ve dağılışına tanıklık ediyoruz. Sokakta yanımıza yaklaşıp kart, mendil, çiçek satmaya çalışan çocukların dünyasına gidiyor, bu kez onların hikayesini okuyoruz.

Sevim Ak'ın dilini hep çok sevmişimdir fakat bu kez gençlere diye nitelendirebileceğimiz bu kitabında bambaşka bir dünyanın içine atıverdi beni. Hüzünlendim, gülümsedim ve dünyaya bambaşka baktım. Masalsı dilinin tadını damağımda hissettim.:)

1 yorum:

  1. iyimiş! yazıldığı nedeniyle çok beğendim, sağolun.

    YanıtlaSil