16 Ekim 2011 Pazar

Çocuklara Kitaplar...

     
Bir kaç haftadır öğrencilerim için kitap listesi çıkarmaya çalışıyorum. İnternetten ve kitapçılardan birçok kitap inceleme fırsatım oldu. Bu arada blogları da kurcaladım ve pek fazla çocuk kitabı önerisi olmadığını fark ettim. Tabii bunda Meb’in yayımladığı 100 Temel Eser’in de etkisi büyük. Fakat ben 12-14 yani ilköğretim ikinci kademe öğrencilerine yönelik okumalara klasikler kadar daha eğlendirici ve özellikle kitap okuma alışkanlığı kazanmalarında etkili olabilecek kitaplara ağırlık verilmesinden yanayım:)

        Her neyse incelediğim kitaplar arasında çok çok beğendiğim TÜBİTAK kitaplarını özellikle önermem gerekiyor. İnternet üzerinden çeşitli alış-veriş sitelerinden bunlar rahatlıkla alınabildiği gibi yetkili kitapçılardan da edinilenebilir.

        Bu arada günışığı kitaplarını da anmak gerekir ki çok çok güzel bir kitaplık oluşturmuşlar.
       
        Aslında hangisini tanıtayım bilemiyorum. Benim öğrencilerimin okumasını en çok istediğim kitaplar arasında metis yayınlarının Küçük Filozoflar Dizisi, bunun ardından Çıtır çıtır felsefe ve Tübitak’ın serilerini de eklemek lazım. Zamanla bunları tanıtmaya çalışacağım ama öncelikle naçizane hazırladığım lise:

ü Küçük filozoflar Dizisi                              Metis yay.
ü Cecü’nün yer cüceleri                                Umberto Eco       (Yky)
ü Çocukluk Ana Yurdum                             Kemal Özer                   (Can çocuk)
ü Memleket Hikâyeleri                                 Refik Halit Karay
     BALLI ÇÖREK KAFETERYASI                      Zeynep CEMALİ
ü Kraliçeyi Kurtarmak                                 Vladimir Tumanov       Pegem yay
ü Haritada Kaybolmak                                Vladimir Tumanov       Pegem yay
ü Uçan Sınıf                                                 Erich Kastner
ü Yaşlı Adam ve Deniz                               Ernest Hemingway
ü  Mutlu Prens                                            Oscar Wilde
ü İnsan Ne ile Yaşar                                    Leo Tolstoy
ü Sol Ayağım                                                       Christy Brown
ü Değirmenimden Mektuplar                      Alfonse Daudet
ü Küçük Kara Balık                                             Samed Behrengi
ü Şeker Portakalı                                         José Mauro De Vasconcelos
ü Güneşi  Uyandıralım                                José Mauro De Vasconcelos
ü Delifişek                                                   José Mauro De Vasconcelos
ü Pigmeler Ormanı                                      Isabel Allende
ü Canavarlar Kenti                                               Isabel Allende
ü Altın Ejder Krallığı                                   Isabel Allende
ü İstanbul’da Saklanbaç                              Mina Tansel
ü Tarihe Yolculuk / İlk Bilim Kütüphanem                   T.İş Bankası Yay.
ü Kayıp Şeyler Ülkesinde                                    Ege Erim
ü Eyvah Kitap!                                           Mine Soysal
ü Ana Tanrıça                                                       Mehmet Erdoğan
ü Azim                                                                 Onur Eyüp Karadoğan
ü Beyoğlu Macerası                                             Sara Şahinkanat
ü Gençlere Mektuplar                                 Zehra İpşiroğlu

ü Kızlarıma Mektuplar                                Emre Kongar
ü Harry Potter serisi                                            J.K. Rowling
ü Piramitleri Kim Yaptı?                             Tübitak

ü Mucizeler Adasına Yolculuk                    Tübitak
ü Ayak İzlerinin Esrarı                                Tübitak
ü Tuhaf Bu DNA'lılar                                 Tübitak
ü İlk Gençlik çağına Öyküler- 1                            Selim İleri
ü İki Yeşil Susamuru                                   Buket Uzuner
ü Kumral Ada~Mavi Tuna                          Buket Uzuner
ü Piraye                                                       Canan Tan
ü Adı Aylin                                                 Ayşe Kulin
ü Sevdalinka                                                         Ayşe Kulin
ü Füreya                                                      Ayşe Kulin
ü Sol Ayağım                                                        Chiristy Brown
ü Her Gün Hüzün                                        Chiristy Brown
ü Momo                                                      Michael Ende
ü Beyaz Yele                                                         Rene Guillot
ü Charlie'nin Çikolata Fabrikası                           Roald Dahl
ü Charlie'nin Büyük Cam Asansörü           Roald Dahl
ü Uçabilen Kız                                             Victoria Forester

Daha o kadar çok kitap var ki şimdilik bu kadar:))
     Bu arada çok önemli hatırlatma yakında kitap fuarı geliyor:))

SERENAD


Serenad: Max ile Nadia’nın hikayesi gibi görünürken aslında bütün
insanlık tarihinin hikayesi… Yani filler ve çimenin hikayesi.
Belki şimdi kitaptan birkaç anekdot ile kitabı anlatmam gerekir fakat ben tam da bugünden bugünün çimlerinden söz etmek istiyorum.
Bugün haberlerde süregelen bir ‘Arap Baharı’ndan söz edilir oldu. Bahar denince bizim hemen çağrışım kanallarımız açılır ve çiçekler, kelebekler, cıvıldaşan kuşlar, oradan oraya koşuşan çocuklarla birlikte ilkokulda mevsim şeridinin dörtte birine yayılan şenlikli bir görüntü belirir aklımızda. Ne hoş şey doğrusu:) Şimdi Arap baharı da bu durumda pek şenlikli olsa gerek maalesef değil! Arap baharı denilen şey halkın küçüklü büyüklü protestolarından bazı ülkelerde ise iç savaştan ibaret olan kısım için söylenmiş bir sözcük.Elbette bu baharın kaç can aldığı istatistiklerde rakamlardan ibaret kalıyor. Hiçbir rakam tek bir gözyaşı damlasının hakkını veremiyor. Bu ‘Bahar’ sözcüğü ise bizde uyanan o hoş duygulara hiç benzemiyor. Öyleyse uyanık siyasilerimiz neden seçti bu sözcüğü iyi düşünmek lazım.
Daha yaklaşıp da ülkemize bakacak olursak artık gün geçmiyor ki bir yerlerde bomba patlamasın yahut birileri kaçırılmasın. Yazık ki dünyanın bir başka bölgesindeki göz yaşları buradan bakınca ‘BAHAR’ diye adlandırılıyor. Peki buradaki ölümler istatistikler de mi bahar? Burada ölümün ardından dökülen gözyaşları, annelerin, eşlerin, çocukların çığlıkları da mı bahar? Maalesef yazı acıları tarifte oldukça yetersiz kalıyor. Medyada ise verilenler rakamlardan ibaret kalıyor.
        İşte tarihin başka baharlarını anlatan Serenad’da üç farklı kadın, üç farklı kıyım ve bir çok devletin kirli yüzü var. Maya, Mari, Nadia… Diğer adlarıyla Ayşe, Semahat, Deborah… Bu üç kadının
coğrafyaları, dinleri, dilleri de isimleri gibi farklı oysa kıyımın faili aynı. Sanırım aşağıdaki kitaptan alıntı bunu en iyi şekilde anlatacak:
Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. ‘(s.416)
        Bu topraklarda yaşayan her evin gizli tarihinin olduğu söyleniyor. Öyle ya bu tarih değiştirmeler bir bayrak yarışıyla hala devam ederken geçmişle hüzünlenip bu günü rafa kaldırıyoruz. Karakterlerin dramını geçmişten alan bu güzel kitapta keşke bugünün dramından da bir kadın görebilseydik.
Bugünkü kadın ise iş yaşamının koşuşturmasında çocuğuna bile vakit ayırmayan bir anne. Şehirli annenin sorunu bundan ve çalışan kadın kimliğinin sorunlarından ibaret kalmış. Kadın diliyle anlatılan kitapta geçmişi sorgulamadan bugüne bir geçiş gelmiyor ne yazık ki.
        Her şeye rağmen kitaptaki güzel göndermeler, bilgiler ve hikaye oldukça etkileyici ve de akıcı bir dille kaleme alınmış. Zamanınıza yazık etmeyecek bir kitap.
Not: Kitabın kahramanı Maya’nın her gece okuduğu şiir ‘Başka bir gökyüzü’.
Daima açık ve durgun
Farklı bir sema,
Ve karanlığa rağmen
Değişik bir günışığı var orada;
Solgun ormanlar dert değil,
Sessiz tarlalara etme aldırış,
Yaprakları yeşil
Bir küçük orman var yaz kış-
Ve parlak bir bahçe var, kırağı
Ve donun asla uğramadığı;
Solmayan çiçeklerinin içinde
Arıların canlı vızıltısını işitirim:
Gel gir, bahçeme
Yalvarırım, kardeşim!

Emily Dickinson’dan çeviren:
Osman Tuğlu