17 Ocak 2012 Salı

Tehlikeye 3 Yolculuk

Aslı Der kitapları okumamda bu son kitaba ulaştık. Yazarın ikinci kitabı olsa da benim en son okuduğum kitabı. Kitap değerler üzerine kurgulanmış yine fantastik bir dünyaya götürüyor bizi. Aslı Der'in genel üslubuna uyan akıcı, yalın bir o kadar da iyi kurgulanmış. Okuyucularını sürekli farklı dünyalarda gezdiren Aslı Der farklı dünyaların farklı karakterleri üzerinden tam da bizim değerlerimize yer veriyor. Bu kitabında öne çıkan değerler ise dürüstlük, başkalarını da düşünme, yardımlaşma gibi değerler. Bunun yanında cesaret ve akıl da öne çıkan ögeler arasında.



Her neyse gelelim kitabımıza; bu kez kahramanımız Maji. Maji aslında korkak ve kendi halinde bir çocuktur. Ama büyücüler toplantısına gelmeyen Büyücü Olbi'ye biri toplantıda olanları haber vermelidir. İşte Maji'nin görevi burada başlar. Zoliran'ı, büyülü deftere yazılan üç hikayeyi ve büyücülerin bir tek Olbi'ye güvendiklerini anlatır.Fakat Olbi çok yaşlıdır. Bu nedenle hikayelerin gerçekleşmesini engelleme işi Maji'ye kalır. Elbette Büyücü Olbi'nin büyüleriyle.

İlk günkü yolculuk dev arılar ülkesine yapılacak yolculuktur. Bir yalan ve yalanın nelere yol açabileceği dev arılar ülkesinde görülecek. Tabii ki Kötülükler Prensi Zoliran çoktan Maji'nin peşine düşmüştür. Kötülükler Prensi Zoliran'ın yardımcıları Vampir Yarasalar ve Ejderha Ponk da Maji'nin peşindeler. Bu zorlu yolculukta Büyücü Olbi'nin büyüleri de Maji'nin çok işine yarayacak.
İkinci gün ise kertenkeleler adasına doğru yola koyulur Maji. Orada da yanlızca kendini düşünen, bencil Şama Kula ile karşılaşacaktır. Şama Kula'ya göre hep güçlüler kazanmalıdır.Fakat Maji'nin de destekçileri olacak:Jini ve dedesi Maşku. Maji vampir yarasalarla savaşmak için bu kez yanlız olmayacak.

Son yolculuk ise en korkuncudur çünkü bu kez yolu onu vampir yarasaların şatosuna götürecektir.


4 Ocak 2012 Çarşamba

bende kalanlar...

1 Ocak 2012 pazar... Yepyeni bir yıl. İnsanda yeni yağmış kar hissi bırakıyor. Önümüzde yaşanmamış tertemiz bir yıl uzanıyor.
Hani o bildik sözler geliyor aklıma yeni yıla nasıl girersen öyle devam eder:)
Ben uyudum, üstelik hastaydım yatak döşek uykuda:( Havai fişeklerin uzaktan gelen sesleri çalındı kulağıma sonra yine uyudum:)

3 Ocak 2012 Salı

KONUŞMAK YOK!

Konuşmak, iletişim kurmak... Bunun önemini gün içinde hiç çekinmeden hoyratça  sözcüklerimizi savururken hiç birimiz anlamıyoruz elbette. Ama sınıfın en geveze öğrencilerinden Dave bunun nasıl olabileceğini düşününce işler karışmaya başlar:) Üstelik tam da o gün sunum yapmak zorundadır.

Konuşmamak elbette zordur. Özellikle de okul sıralarının eylenceli gevezelikleri düşünülürse bu çok daha zor olacaktır. Dave'in tek başına yaptığı deney kızlarla erkekler arasında bir yarışa dönüşünce bütün okul bu susturulamaz sınıfın gömüldüğü sessizliği merak etmeye başlar.

Andrew Clements'in Günışığı Kitaplığından çıkan bu güzel kitabını tüm susturulamayanlara okutmak mı gerekir diye düşünüyorum öğretmen olarak:)

Bu arada önceki yazımda değinmeden geçmişim Andew Clements bol ödüllü bir çocuk kitapları yazarı. Öğretmenlik de yapmış olan yazarın kitapları bir çok dile çevrilerek çocuklara ulaşmaya devam ediyor. Ellinin üzerinde kitabı olan yazarın ne yazık ki henüz Türkçe'ye çevrilmeyen bir çok kitabı var. Umarım yakın zamanda diğer kitaplarıda Türkçe olarak yayımlanır:)
(Yazar hakkında daha fazla bilgi için: http://www.andrewclements.com/)